Baksı, hakaret ve küçük görmek size bir şey kazandırmaz sayın Uysal,

Başakşehir Belediye Başkanı Av.Mevlüt Uysal’a oy vermiş bir basın mensubu olarak 29 Mart 2009 dan 29 Mart 2010’a kadar başkandan kaynaklanan bir çok sorun olmasına rağmen yeni başkandır avans vermek gerek diyerek mümkün mertebe yazmamaya çalıştık.

 

Ancak başkanın medya düşmanı olduğunu başkan olduktan 6 ay sonra yaşanan sel felaketinde ATV.muhabiri İlhan Tanrıöver’in barınakta can çekişen köpeklerin kurtarılması için gece yarısı başkanı aradığı gerekçesi ile saydığı nezaketsiz sözleri ile anladık.

 

Buna rağmen yine de avans vermeye devam ettik. 2010 yılında ilk ve son kez basın mensupları ile yaptığı toplantıda basın mensuplarını davet ederken ayrımcılık yaptığını ifade eden minik bir eleştirel haber yapmıştık.

 

Aklı selim düşünen bir başkan daha aday iken verdiğimiz desteklerin hatırına ve aynı masa etrafında aday adayı olmamızın yüzü suyu hürmetine arayıp bir kardeşim burada bir kasıt yok arkadaşlarımız bazı basın mensuplarını davet etmeyi unutmuş deyip gönül alsa belki kızgınlık  ve kırgınlığımız uzun süremeyecekti.

 

 

Basın mensuplarına değer vermediği için biz de  Başakşehir ile alakalı özgür haberlerimize devam ettik. İşimizi yapıyoruz diye bir kez Sular vadisinde bir kez de 2.Etapta bulunan Ahmet Yesevicamisi alt katında bulunan Kur’an kursu yemekhanesine bayram namazından  sonra kahvaltı yapmaya giderken ilçe protokolü önünde şahsıma hakaret etme cüretinde bulundu.

 

Aylarca cami içinde yaptığı hoş olmayan davranış için özür dilemesini bekledim. Ama baktım ki ben başkanım makamım,param pulum ve emrimde yüzlerce kişi var ben kıytırık bir  gazeteciden özür mü dileyeceğim havasında.

 

Başkan Mevlüt Uysal’ın 3.5 yılda yaptığı vukuatlarını daha önce yazdığım için onların tekrar kronolojisini  yazmayacağım.

 

6 Haziran 2012 de “Av.Mevlüt Uysal’a selam olsun” başlıklı bir makale yazdım

Bu makalede beni mecbur etmediği müddetçe artık Mevlüt Uysal ile alakalı yazı yazmak istemediğimi ifade ettim. Gel gör ki sanki ben bunu dememişim gibi sorduğumuz soru için Cumhuriyet savcılığında hakkımızda suç duyurusunda bulunmuş.Tabiki bulunabilir herkesin hakkıdır.Ama bizimde üç beş satır yazı yazma hakkımız var galiba.

23 Mayıs 2012 de www.basaksehirtimes.com da “Belediye 4.Etapta yaptığı halk pazarında kime verdiği sözü yerine getirmedi ? diye bir soru sorduk. Siz misiniz başkana soru soran dercesine Belediyenin Avukatı Şenol Kartal başkanın gazetemize karşı kinini dışarı vuran zehir zemberek bir ihtarname yazarak Bakırköy  34.Noterliği aracılığı ile gazetemize göndermişti. 

Normal şartlar altında mahkeme kararı olmadan bahse konu sert ve hak etmediğimiz ihtarnameyi yayınlama mecburiyetimiz yok. Buna rağmen Belediyenin avukatını arayarak noter aracılığı ile gönderdikleri İHTARNAMEYİ mail atmasını söyledik. Yayınlayacakmısınız dedi biz de evet deyince mail geldi ve aynen yayınladık. 
Talepleri de TEKZİP metinlerini yayınlamaktı. Yayınladık ama  amaçları farklıymış.Bunu da Savcılığa da şikayet etmelerinden sonra öğrendik.

İstanbul Emniyet müdürlüğü bizi arıyor

5 Temmuz 2012 de İstanbul Emniyet müdürlüğünden Polis memuru olduğunu söyleyen bir kişi arayarak  hakkınızda şikayet var tebligat yapacağız ofisinizin tarifini yapar mısınız dediler. Sekreter hanım telefonu bana bağladı adres ve tarifi verdikten sonra şikayet nerededen deyince Başakşehir Belediye başkanlığından dediler. Bir saat sonra tebligat geldi.

 

İlkokul 3.sınıf kafası ile düşünün normal  bir mantık gazete idaresini arar sorunun cevabını verir. Ama sayın başkan ve adamları hay hay efendimci zihniyete alıştıkları için Malatya’nın Beydağlarından kopup gelen bu fakir kardeşinizin hangi cüretle kendilerine  soru sorabildiğini öğrenmek için İHTARNAMELER ve Mahkemelerle bizi yıldırabileceklerini zan ediyorlar. ALLAH şahidim olsun ki bu tür antidemokratik çalışmalar ancak biraz daha fazla çalışmamı teşvik ediyor. Bizi dize getirecek 2 tane şey var ŞEFFAF BİR YÖNETİM VE  İNSANLARA SAYGI Bu iki özellik Başakşehir belediye yöneticilerince başta Mevlüt Uysal’a olmak üzere gelene kadar mücadele edeceğiz.

 

 

Bir gazeteci düşünün ki mesleğinin olmazsa olmazı olan soru sorma hakkı elinden alınmak isteniyor.Kime verdiğiniz sözü yerine getirmediniz sorusu için hakkımızda İHTARNAMEdüzenleyecek ve Cumhuriyet savcılığından suç duyurusunda  bulunacak kadar basın meslek ilkelerine ters hareket eden Başakşehir Belediye başkanı Sayın Av.Mevlüt Uysal’a “Başkan Bak git “ diyorum. Ne güzel tam bir aydır Av.Mevlüt Uysal’ı gündemimden düşürmüştüm. Ama Savcılık kanalı ile hakkımızda suç duyurusunda bunması bu yazının yazılmasını gerektirdi.

 

Savcılığa ifade vermemiz için belge tarafımıza teslim edilir edilmez hemen Bakırköy Cumhuriyet savcılığına gittim. İfademizi alacak olan Cumhuriyet savcısı Vahit Kayaduman senelik iznine çıktığı için basın bürodaki yetkililer birkaç gün sonra gelmemiz halinde ifademizi verebileceğimizi söylediler. Bir gazetecinin en son korkacağı merci zindanlar ve mahkemelerdir sayın başkan. 

Biz Mahkeme ve zindanlardan korksaydık meyda sektçrüne girmezdik. 

Bazende teşekkür etmek gerek 

iki sene önce 4.etaptaki  kapalı pazar'ın hafriyatı döküp size park yapacağız dediğiniz Güvercintepe son evlerde bulunan Marmara Sanayi sitesine yukarıdaki soruyu sormamızdan sonra başladınız. Bunun için birinci teşekkürü verelim. Her ne kadar burada karlı işi müteahhit yapmışsa da önemli olan sözünüzde durmanızdır.

Şehirlerin girişleri süslü ve güzel olur diyerek bir haber yaptık. İSTOÇ'un yanıbaşında bulunan TIR grajının üst tarafından TUNÇEL hafriyatın oluiturduğu çirkin görüntüyü eleştirdik. Sağ olsun başkan bu haklı eleştirimizi de dikkate alarak işe koyuldu ilçenin girişini çok yakın bir zamanda daha güzel bir hale getirecek kısmetse. Biz sayın başkan ile kan davaslısı değiliz. Amacımız halk odaklı çalışmasını sağlamak adına gücümüz oranında yayın yaparak başkanın iyi işler yapmasını sağlamaktır. 

Ayrıca başkanın bizi iHTARNAME ve MAHKEMELERLE dize getirmeyi düşünüyorsa bunun bizi daha da çok çalışmaya kamçıladığını belirtmek isterim.

Başakşehir Times / Hüseyin Çetiner 6 Temmuz 2012