banner32

Susmayacağız !...

Başakşehir Belediye Başkanlığı 23.05.2012 tarihinde www.basaksehirtimes.com haber portalımızda “Belediye 4.Etap’ta yaptığı halk pazarında kime verdiği sözü yerine getirmedi?” başlıklı minik bir sorumuza karşın, belediyenin avukatı Şenol Kartal tarafından, Başkan Mevlüt Uysal‘ın talebi üzerine 31 Mayıs 2012 tarihinde Bakırköy 34.Noterliği ve 14788 nolu ihtarnamesi ile haber portalımıza hakaret dolu bir yazı göndermiştir.... İşte o yazıya cevabımız...

Susmayacağız !...
Soru sorduğumuz duyuruda ne demişiz ?

Belediye 4.Etap'ta yaptığı halk pazarında kime verdiği sözü yerine getirmedi?

Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ile alakalı her gün haber ihbar hattımıza yeni bir şikayet geliyor... En son şikayet'in konusu ise trilyonlarca bedellik bir işte verdiği sözü tutmadığı iddiası....

Başakşehir'in özgür sesi "Başakşehir Times"

Kimsenin yazamadığı konuları özgürce yazan ve bir çok konuya açıklık getiren gazetemize çok önemli bir yerde müthiş bir iddia geldi.

Çok yakında olayın tarafları ile görüşerek trilyonlarca liralık vurgunun iç yüzünü açıklayacağız...            Bekleyin....

                           ***   ***    ======   ======   ======     ***    ***
Şimdi hakaretlerle dolu ihtarnameye GAZETENİN ve haber portalının sorumlu yazı işleri müdürü olarak cevap veriyorum.

Avukat bey size söylüyorum Mevlüt Uysal siz anlayın

Müfteriymişiz : Bu kelimenin sözlük anlamı  “yalancı ve karalamacı demektir” bu kelimeyi aynen size iade ediyoruz. 3 küsür yıllık saltanatınızda kimin yalancı ve karalamacı olduğunu halkımız çok iyi biliyor. Bahse konu kapalı pazarın inşaatına başladığınız zaman evlerini satın alan vatandaşlar oranın park ve yeşil alan olduğunu görerek almışlardı. Daha sonra dışarıda bakıldığı zaman pazarın üstü yine park ve yeşil alan olacak demiştiniz. Ancak rant uğruna oraya Pazar diye PLAZA yaptınız. Kim yalancı kim karalamacı bu örnek tek başına yeter.

İHTARNAMENİN bir yerinde aynen şunlar yazılıdır:

"Kişisel bir takım amaçlara yönelik olduğu ve bu amaçlar nezdinde gazetecilik kisvesinin kullanıldığı açıkça anlaşılmaktadır.Bu şekilde yayın isnatları alışkanlık haline getiren muhatapların kişilik yapıları ve ruh hallerinin takdirini Başakşehir halkımıza bırakıyoruz. Muhatapların bu yıpratma, çamur atma siyasetlerinin halkımız nezdinde itibar görmediğini de yakinen biliyor ve duyuyoruz.” deniliyor…

Sayın Avukat Şenol Kartal pardon sayın Mevlüt Uysal,

Gazetecilik kisvesi ne demek ?

Bizlerin gazeteci olup olmadığımızın kararını siz veremezsiniz. Başbakanlık Enformasyon Genel Müdürlüğü, 2 sene ciddi araştırmalar yaparak gazetelerimizi didik didik kontrol ettikten sonra SARI basın kartlarımızı vermişlerdir.Gazetecilik kisvesi altında değil bizzat mesleğimizi yapıyoruz. Aksine Mevlüt Uysal, başkanlık makamını kullanarak önüne gelen vatandaşa fırça atıyor.

Kişilik yapımız ve ruh halimizin takdiri Başakşehir halkına bırakılıyor …

Kimin kişilik haklarının sorunlu olduğunu üç dört örnek ile açıklayayım da hep beraber karar verelim :

-Başbakan, belediye başkanlarına talimat vererek “Siz bir yerin şehreminisiniz, telefonlarınız 24 saat açık olacak” diyor. Başakşehir Eylül 2009’da ciddi bir sel felaketi ile sarsılıyor, meydana  gelen 32 can kaybının önemli kısmı Başakşehir’de oluyor.

Bahçeşehir’de 150 tane köpek, bulundukları barınak kilitli olduğu için telef olma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Halkın bilgi verdiği ATV muhabiri ilhan Tanrıöver, gayet kibar ve efendi bir şekilde Mevlüt Uysal’a telefonda aynen şöyle der: ”Başkanım iyi geceler, şu an halk ile barınakta mahsur kalan 150 civarındaki köpeği kurtarmaya çalışıyoruz, mümkünse buraya araç sevk eder misiniz ?”

Ruh hali sağlıklı olan bir başkan, talebi hemen yapmak üzere harekete geçer ve muhabire teşekkür eder telefonu kapatır. Peki halen görüntüleri arama motorlarında olan Uysal’ın ne dediğini biliyor musunuz ? Uysal’ın yanıtı aynen şöyle:“Bu ne terbiyesizlik, gecenin bu vakti ne diye beni arıyorsun ?” Bütün ülke bunu canlı yayında dinledi. Bu ruh halini de sizin taktirinize bırakıyoruz…

-Geçen sene yapılan “Başkan halka hesap veriyor” toplantılarında Çınar Koleji’nde bir vatandaş, soru cevap bölümüne geçildiği zaman “Sayın başkan, 5.Etap’ta mezar yerimiz vardı, o da ranta kurban gitti bu konuda ne dersiniz?” diye sordu.

Başkanın cevabı kısa ve netti: SEN ÖL YERİNİ ben ayarlarım…

-Güvercintepe Mahalle muhtarı, emlak vergilerini yüksek bulur kanuni hakkını kullanarak dava açar ve kazanır. Başkan makamında mahalle halkının gözleri önünde muhtara hakaret eder. Bu başkanın RUH HALİ iyi de, biz bir soru sorduk diye ruh halimiz bozuk mu oluyor, sadece el insaf diyoruz...

-Killer dere yatağına Plaza yapar, 4.Etap halkı oy verdiği başkanın yanına yardım istemeye gider. Başkan Uysal, “Adamın kendi yeri, imarı var istediğini yapar” diyerek makamına giden vatandaşları kovmaktan beter eder.

Killerin yanındaki villa sahipleri “Madem ki tapulu yere 25 kat imar veriliyor, o halde biz de 3 tane villayı birleştirerek 25 katlı rezidansa talibiz” deyince başkan her zamanki gibi yine hiddetlenir ve misafirlerine saygısız sözler söyler.

-Cami içinde basın mensuplarına hakaret eder ve 2 senedir özür dilemez.

- İstinye, Kalamış ve Kanlıca sitelerinin tapulu arazilerini hiçbir kamulaştırma işlemi yapmadan yola dahil eder site sakinlerine bir açıklama yapmaz.

-Minik esnaf ve büfe sahiplerinin küçük bir eksiği olduğu zaman ruhsat vermez ve işyerini açan kişiye onlarca zabıta gider. Ancak yandaş ve üst düzey adamlarınızın açtığı onlarca yerin ruhsatı yoktur ve başkan gider buralarda çayını kahvesini içer.
 
Kişiye göre RUHSAT 
uygulaması yapan başkanın RUHSAL dengesi iyi ama yağcılık yapmadan sorduğumuz bir Soru için yalan ve iftiralarla dolu bir İHTARNAME gönderen başkanı kınıyoruz.

Bu örnekleri sayfalar dolusu yazmak mümkün ancak bu kadarı yeter. Biz sizin kadar zengin olmadığımız için İHTARNAMEMİZİ  noter aracılığı ile değil buradan yapıyoruz. Ayrıca TEKZİP'den çok HAKARETNAMEYE benzeyen ihtarnamenizi size aynen iade ediyoruz.

Şimdi yine Pazar’a gelerek daha önce sorduğumuz ve sizin cevap vererek bizi tatmin edemediğiniz soruları yine soralım. Belki bu sefer cevap verme zahmetinde bulunursunuz.

Döküm sahasına bedel ödemeniz halinde Trilyonlarca lira ödemeniz gereken kapalı Pazar Hafriyatını Güvercintepe son evlerde Marmara sitesine yakın bir yere döktüğünüz zaman oraya park yapacağız sözü vermiştiniz. İki yıldır park yapmadığınız halde sorduğumuz sorudan sonra apar topar çalışmaya başladığınızı biliniyoruz.

Burası ile alakalı gazetemize konuşacak ve iddialarda bulunacak olan kişiler çalışmaya başladığınızı ifade ederek  artık konuşmaya gerek olmadığını ifade ettiler.

Bu kadar yakın mesafeye hafriyat dökülmesinden dolayı kimler kazançlı çıktı bunu merak ediyoruz ? Yüreğiniz var ise açık seçik olarak sorularımıza cevap verin

Soru 1 :İstanbul’da üstü pazar altı market olan başka bir kapalı pazar örneği var mı ?

Soru 2: Pazarcı esnafının sattığı her şeyi daha uygun fiyatlarla, kredi kartı ile ve üstüne üstlük taksitle satan market varken oraya gelen vatandaş neden pazarcı esnafında alış veriş yapsın  ?

Soru 3 :4.Etapta daire satın alan hak sahiplerinin hem yeşil alanları yok oldu hem de trafik keşmekeşliği ile yaşamları değişti bu konuda belediye neler söylemek ister ?

Soru 4 :Pazar inşa edilmeden önce yüksekliği eski halini aşmayacak ve dışarıda bakıldığı zaman üstü yine eskisi gibi yeşil alan ve çocuk parkı olacağı söylenmişti, oysa şu an orası Plaza şeklinde  fuar alanı yapılmış durum da  belediyenin verdiği bu söz ne oldu ?

Soru 5:Belediye buranın inşası için ne kadar para harcadı ?İşletilmesi için kaç personel çalıştırıyor ?

Soru 6 :Pazarın yapım ihalesini alan firmanın isim ve sahipleri kimlerdir ?

Soru 7 :Perşembe ve pazar günleri olmak üzere kaç tane tahta satışı yapıldı ? Bu satışlarda elde edilen paralar ile neler yapılmıştır ?

Soru 8 :Tahta bedellerini ödemeyen kaç kişi var ? 

Soru 9:Başakşehir Belediyesi yaptığı çalışmalarını ne zaman basın ile paylaşacak ? 

Soru 10: Burda market'e kiralanan yerin aylık kirası ne kadardır?  Bu marketin sahiplerinin belediye ile ilişkileri nelerdir? 

Soru 11:Market sahiplerinin bir siyasi parti ile olan bağlarından dolayı market yerini torpil ile aldığı iddiaları doğrumudur?

Sayın başkan Başakşehir'in seçmeni olan bir basın mensubu olarak sorduğumuz soruların cevabını vermeniz gerekmez mi ?  

Ve sürpriz sorularımızda sırada…..

Pazar ile alakalı daha muhteşem sorularımız var ama basitten zora doğru gitmek en makul yol olduğu için onu yapıyoruz. Bu soruların cevabı geldikten sonra yeni sorularımızı soracağız.

Sayın başkan işini yapan basın mensuplarının “ruh hali”ni tahlil etmek yerine size sorulan basit ve masum sorulara cevap verin ve bizi ikna edin.

Sitemizde yaptığımız “yarın seçim olsa Mevlüt Uysal’a oy verirmisiniz?” sorumuza ankete katılanların % 80’i “hayır, asla” diyerek Mevlüt Uysal’a karşı kırgın ve kızgın olduklarını ifade ediyorlar.

Sayın başkan, bugüne kadar samimi ve uyarıcı yayınlar yaparak “durumunuzu gözden geçirin ve kendinizi hesaba çekin” gibi makul ve mantıklı taleplerle sizi az hata yapmaya doğru teşvik ettiğimizi düşünüyoruz.

Ancak 31 Mayıs 2012’de gönderdiğiniz ihtarname ile “birisi 7’sinde ne ise 70’ inde de odur” mantığına inandım ve artık size “emribilbil maruf nehyi anil münker”, yani iyiliği emredip kötülükte alıkoymaya çalışmam işe yaramıyor.

Çünkü en iyi fırçalamayı sen yaparsın, en iyi hakareti sen yaparsın, kendini genel yayın yönetmenimiz yerine koyarak kimsenin haberlerimizi takip etmediğini söylersin, ama sizin İHTARNAME geçecek kadar döne döne bir satırlık soru sormamıza karşın BAKIRKÖY’e kadar giderek ihtarname gönderdiğinize göre en azından bu haberimizi bir kişi, yani siz okumuş sayılırsınız.
 
Hayırlı ve güzel işler hep bir kişi ile başladığına göre biz de yayıncılık alanında doğru yolda olduğumuzu düşünüyoruz.

Sayın başkan İHTARNAME ile hakaret ile küçük görme ile hiç kimse abad olmamıştır. Unutmayınız ki TİRANLAR, FİRAVUNLARIN, KRALLARIN, ŞAHLARIN, VEZİRLERİN yıkılmaları kendileri kadar kuvvetli ve kudretli kişiler tarafından değil zayıf kişiler tarafından olmuştur.

Firavun’un yok oluşu sarayında büyüyen Hz..Musa tarafından, Sezar’ın ölümü Brütüs tarafından, Romen Diyojenin esir edilmesi 1.55 boyunda Sadi adındaki cılız asker tarafından olmuştur.

Size göre biz sıradan kimsenin okumadığı Kıytırık bir haber portalı ve gazete olabiliriz. Ama yaptığımız yayının doğru olduğuna inanıyoruz. Başakşehir’in kurtuluşuna az kaldı ne de olsa seçimler 2013’ün Ekim veya Kasım’ında yapılacak…

Akıllı insan çevresinin gücünden istifade eder

Sonuç olarak İHTARNAME de Kişisel bekletlerimiz olduğu ifade ediliyor. Helal ve adil olmak kaydıyla her beklenti kutsal ve önemlidir. 

Ancak karşılıksız ve haksız bir imenfaat babamızdan da gesle biz ou istemeyiz. Helal,Ahlaki,insani,islami ve ticari işbirliği talebimiz herkesten olabilir.  Bunların dışında hiç bir kimseden BEKLENTİMİZ YOKTUR.

“Rabbim hepimize müstahak olduğumuzu versin” diyerek bu yazıma noktayı koymak isterim

Başakşehir Times / Hüseyin ÇETİNER 


YORUM EKLE
YORUMLAR
hakan seven
hakan seven - 12 yıl Önce

Olayların iç yüzünü bilmeden saçma sapan yazdığınız yorum kişilik haklarına hakaret içerdiği için yayınlanmamıştır. Başkan kendisi avukattır sizin ucuz kahramanlık yaparak Avukata avukatlık yapmanızı kınıyoruz.Eğer buraya yazdığınız isim gerçekse lütfen 0212-415 82 05 nolu telefonumuzdan arayın bakalım kim kişmin hakkını yemiş anlatacağız size siz karar verin.Eğer siz bizim suçlu olduğumuza karar verirseniz biz de sayın Mevlüt Uysal'dan özür dileyeceğiz tamam mı sayın okurumıuz.

SIRADAKİ HABER

banner34

banner35