Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde gerçekleşen söyleşide Prof. Dr. Sefa Saygılı, yalanın tanımını yaparak sözlerine başladı “Yalan, doğru olmayan bir davranışın bilinerek söylenmesine, diyoruz. Çocuklarda karşılaştığımız davranış bozukluklarının en önemlisi yalan mevzusudur. Peygamber Efendimiz bir hadisinde, ‘doğru söylemeye söz verin, hayatınıza yalan karıştırmayın bende size cenneti söz vereyim’ buyurmuştur. Yalan söylememek cennetin anahtarı durumundadır. Bir çocukta yalan başlar ve buna önlem almazsanız ileride başka davranış bozuklukları da ortaya çıkar. 5-6 yaşına kadar söylenen yalanların bir önemi yoktur. Çünkü çocuklar hayal güçlerinin genişliği ile zekaları ile yalan söyleyebilirler. Çocukları bu dönemde yalancı diye damgalamamak gerekir. Okul yaşına kadar yalan yok hadiseleri abartma vardır.”
‘Dayaktan, cezadan korkan çocuklar yalana başvurur’
Okul yaşından sonra söylenen yalanların nedenlerine odaklanmak gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sefa Saygılı, anne babaların davranışları ile çocuğa örnek olması gerektiğini belirtti, “Çocuklar cezadan korkusundan dolayı, sorumluktan kaçmak için yalana başvurabilir. Anne babalar çocuklarına karşı hoşgörülü olmalıdır. Dayaktan, cezadan bıkan, korkan çocuklar daha çabuk yalana başvurur. Bu nedenle çocuklarımızı büyütürken bu yöntemlere başvurmamalı, güzel şeyler yaptığında teşvik ederek terbiye etmeliyiz. Anne babası yalan söyleyen çocuklar yalana başvurabilir. Her yaptığı eleştiren çocuklar bu eleştiriden kaçmak için yalana başvurabilir. İtirafa zorlanan çocuk da yalana başvurabilir.”