Başakşehir Belediyesi’nin düzenlediği Türk Edebiyat dünyasında derin izler bırakmış Yedi Güzel Adam’ın ele alındığı söyleşiler yeni sezon da da devam ediyor. Yeni dönemin ilk programında Şair Yazar Sezai Karakoç konuşuldu.
Başakşehir Emin Saraç Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen söyleşide Türk düşünce dünyasının büyük isimlerinden Sezai Karakoç, davası, mücadelesi ve eserleriyle ele alındı. Başakşehirlilerin salonun tamamını doldurduğu programa Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş’da katıldı. Moderatörlüğünü Asım Gültekin’in yaptığı söyleşiye Akademisyen, Yazar Turan Karataş, Şair Osman Sarı, Şair, Televizyon programcısı İsmail Kılıçarslan konuşmacı olarak katıldı. Programda Sanatçı İbrahim Sadri’de Karakoç’un şiirlerini seslendirdi.
‘Karakoç’u anlamak için hatıralarını okumak gerekir’
Akademisyen, Yazar Turan Karataş, “Sezai Karakoç’u bizim zamanımızda konuşabilmek, yazılarını okuyabilmek şimdiki gibi kolay değildi. Şimdi ise Karakoç’u konuşmak, okumak bir prestijdir. O dönemlerde Karakoç, siyasi düzenin de dışladığı bir isimdi. Sezai Karakoç ile ilgili yazmaya başladığımda büyük bir külliyat ile karşı karşıya geldim. Şairin, yazı macerasını derli toplu ortaya koymaya çalıştım. Tez kitap olarak yayınlandıktan sonra Karakoç, Türkiye’de daha çok okunur ve konuşulur oldu. Sonraki zamanlarda benimde okumalarım devam etti” dedi. Sezai Karakoç’un anlamak ve tanımak için hatıralarını okumak gerektiğini vurgulayan Karataş, sözlerini, ‘Hatıralar kitap olarak yayınlanmasa da en azından Diriliş’in son sayılarındaki hatıraları okumak gerekiyor. Şiirde, nesirde bu kadar katmanlı bir dil kullanan kişiyi anlamanın en iyi yolu hatıralardır’ cümleleri ile sürdürdü.
‘Bizi sur içinden çıkarıp dünyaya açan isim’
Karakoç ile yüzyüze hiç karşılaşmadıklarını dile getiren Şair, Televizyon programcısı İsmail Kılıçarslan, “Sezai Karakoç’un tüm kitaplarını küçük yaşlarda okudum, ama ne kadarını anlayabildim, bu tartışılabilir. Okumalarımda bir derdi olan insan karşıma çıkıyordu, uzak diye tanıtılan coğrafyaları çok yakın diye tanıtan aykırı bir adamla karşılaştım. Üniversite yıllarımda Kadıköy’de vapurdan inerken gördüm, sonraki dönemlerde hep O’nun vapurdan inişini, marketten alışveriş yapışını takip ettim. Karakoç ile yüzyüze tanışmadım tanışmayı da düşünmüyorum. Karakoç 20. Yüzyıla verilmiş en şık cevaptır” dedi.
Karakoç, durmaksızın sağınıza, solunuza fenerler tutarak işte buradan yürü, der diyen Kılıçarslan, şairi ‘bizi sur içinden çıkarıp dünyaya açan isim’ olarak tanımladı.
‘Nesirleri şiirlerinin gölgesinde kalıyor’
Şair Osman Sarı, ise Sezai Karakoç’un diğer şairlerden farklıklarını şu sözlerle dile getirdi, “Karakoç’un farkı, diğer şairlerle ortak noktalarının çok az olmasıdır. Bizler bu büyük kişilikleri tartacak özelliklerde değiliz ama bu onları hiç konuşmayacağız anlamına gelmiyor. Günümüzde Karakoç’un sadece şair yöne ele alınmakta, öne çıkarılmaktadır ama Sezai Karakoç’un nesir yönü de şairliği kadar kuvvetlidir. Nesirleri şiirlerinin gölgesinde kalıyor. Karakoç’un nesirleri yanında fikir adamlığı yönü de akademisyenler tarafından incelenmeli ve tanıtılmalıdır. Karakoç çok iyi bir denemeci, çok iyi bir araştırmacıdır. İslam Toplumunun ekonomik yapısını ondan iyi anlatan yoktur”
‘Karakoç, diriliş neslinin yaşayan çınarıdır’
Programın sonunda Başakşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, konuşmacılara katılımlarından dolayı teşekkür ederek çiçek takdim etti. Başkan Yardımcısı Dikbaş, “Karakoç, diriliş neslinin yaşayan çınarıdır. O’nu anlamak için konuştuk. Karakoç eminim şimdi düşünür, yazar, direniş neslinin bayrağını alacak gençleri bekliyor. Ben bu bayrağı alıp dünyaya şiir, nesir nasıl yazılır siz gençler gösterin diliyorum. Programımıza katılan konuşmacılarımıza çok teşekkür ediyorum” dedi.
Programa katılan tüm katılımcılara Başakşehir Belediyesi tarafından Sezai Karakoç’un ‘Hızırla Kırk Saat’ kitabı hediye edildi.
