Şahintepe Bilgievi’nde gerçekleşen söyleşi programında Psikolog Enise Akgül, aile içi iletişimde karşılaşılan problemlere çözüm önerilerinde bulundu. Katılımcılardan gelen soruları da yanıtlayan Enise Akgül şunları dile getirdi, “Aile terapisi dersinde hocamın çok sık bahsettiği bir şey vardı faydacı olunuz, bir şeyde fayda yoksa yapmayınız. Buna pragmatik bakış açısı deniyor ama gerçekten işe yarayan bir şey. Bir musluk akıtıyorsa açıp kapatırsınız, damlama geçmez. Peki, kaç kere daha açıp kapatırsınız? Başka çözümler aramaya başlarsınız musluğu tamir etmeye çalışırsınız. Kendi ilişkilerimizde ben dahil hepimizin takılıp kaldığı ve aynı yerde devam ettiği yerler var. Mesela genel itibariyle beyler hanımları çok dırdırcı olarak tanımlayabilir pek çok eşten böyle bir geri bildirim alınır. Birçok kadının da bu noktadan hiç çıkmadığı görülür, hala aynı şeye devam eder. Biz faydacı insanlar olarak bize ne iyi geliyorsa bize ne iyi hissettiriyorsa bunun peşinden gitmemiz gerekecek. Bizim en sık karşılaştığımız problemlerin ve bunlara nasıl çözüm odaklı yaklaşım nasıl olur? Aile büyükleriyle hala sorunlar bir numarayı muhafaza ediyor. İkinci sırada ekonomik problemler ve çocuklarla ilgili konular karşımıza sık karşılaşılan problemler olarak çıkıyor.”
‘İlk çocuğumuz ilişkimizdir’
İlk çocuğumuzun ilişkimiz olduğunu dile getiren Akgül, “Göz önünde tutmamız gereken ilgilenmemiz gereken bazen alttan almamız bazen üstüne çıkmamız bazen yol göstermemiz gereken paylaşmamız gereken bir ilişki var. İlk çocuğumuz ilişkimizdir. İlişki canlı bir organizmadır. Peki, böyle bakıldığında bu ilişkilerin nasıl niteliklere sahip olması lazım, malum yol uzun beraber bir evlilik yoluna çıkılıyor ve ilk çocuğumuz ilişki bu ilişki nasıl olmalı ki bizi o evlilikte uzun yolculukta ileriye götürsün. Bence ilişkide en önemli olan şeylerden bir tanesi saygıdır. İyi ilişki demek bireysellik ve birliktelik ihtiyaçlarına iyi cevap veren ilişki demektir. Böyle bakıldığında sınırlarım nerede başlar nerede biter ben mi karar veririm ortak noktada mı buluşurum. Evlendikten sonra eşini maça, kahveye, arkadaşlarıyla buluşmaya yollamayan, her anımızı beraber geçirelim modunda olan kızlarımız var. Artık sen yok ben yok biz var kadar tehlikeli bir boyutla karşı karşıyayız. Böyle bir şey yok, ben de var sen de var biz de var. Bir hocamız ilişkiyi şöyle tanımlardı görünce seviyorsan görmeyince özlüyorsan iyi bir ilişkidir. Böyle çok dallandırıp budaklandırmaya gerek yok bu işi. Her ilişkinin kronik problemleri vardır, iyileşmeyecek olanlar. Değişmeyecek olanlar, geliştirilebilir olanlar ve değişenler diye üç sınıfa ayırmamız gerekiyor.”