Rüzgar kimi etkileyecek.
İlk kez bu kongrede yeni tüzük uygulanacaktır. Tüzükle gelen bazı şekli değişiklikler den daha çok düşünsel anlamda CHP tüzük kurultayından sonra esen değişim rüzgarının delegeleri etkileyip etkilemeyeceğidir. Kongre bir önceki biçimiyle -eski tas, eski hamam- şeklinde yapılırsa rüzgarın hiç kimseyi etkilemediği anlaşılmış olur. O vakit kongrede seçilecekleri şimdiden saymak zor olmayacaktır. Birinci kongreden sonra “ CHP kongrelerinde seçilenlere; seçilmişler mi, yoksa atanmışlar mı diyeceğiz” başlıklı yazımı bir kez daha yazmak durumunda kalırım ki, bunu tekrarlamak istemiyorum.
Rüzgarın estiğini nasıl anlarız.
Bir an önce kongre tarihi resmen açıklanmalı. Hiç kimse kongre gününü fısıltı gazetesinden öğrenmemeli.Nasıl bir yönetim olmalı? sorusu tartışmaya açılmalı.Aday olmak isteyenler aday olduklarını açıklamalı. Adaylara ve onları seçeceklere sorgulama fırsatı verilmelidir. Böylece,demokrasinin başlangıç noktalarının yerel örgütler olduğu gösterilmelidir.
Kongrelerde kişileri seçmek yetmez.
İlçe kongreleri yalnız kişilerin seçim yeri olmayıp, projelerin ve bu projeleri uygulayacak kadroların seçim yerleri olmalıdır. Bilindiği gibi, İlçe örgütleri siyasi partilerin en alt birimleridir. Yereli temsil ederler. Yereller ise; partilerin dinamiklerinin oluştuğu yerlerdir. Bu nedenle ilçe kongreleri çok önemlidir. Kongrelerde ilçe başkanı, ilçe yönetin kurulu, il delegeleri seçimleri yanında bu ekiplerin hazırladığı projelerinde seçimi yapılır. Seçilenler, yerelden aldıkları güçle vatandaşın sorunlarını il kongrelerine, oradan kurultaya kadar taşırlar.
Bir üst organa taşınacak projeler; Dünya da değişen sol ideolojiye, CHP’ nin kimlik yapısına, kürt meselesine, işsiz gençlerin gelecek kaygısına çözüm üreten projelere katkı vermelidir.
Rüzgar alttan yukarı doğru esmelidir.
İlçe kongrelerin de rüzgar aşağıdan yukarı doğru esmeye başlamışsa değişim de başlamış demektir. Bu tür örgütlenmeye sol literatürde merkezi demokratik örgütlenme modeli denir. Yani tabanda alınan kararlar merkeze gelecek, merkezde iyice olgunlaştıktan sonra, partinin kararı olarak tüm örgüt birimlerine yayılacaktır.
Partinin karar alma mekanizması bu şekilde çalışmaya başladığında Parti kişilerle anılmayacak, örgüt olarak anılmaya başlanacaktır. Bundan böyle Sayın Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi” partide yükselmek isteyenler genel başkana gelmeyecekler, örgüte gideceklerdir” sözü o vakit uygulama alanı bulacaktır.08.03.2012
Yazdıklarınızın içerğine katılıyorum.kaleminize sağlık.Sadece kişilerin değil de projelerin de oylanacağı bir kongre dileğimle.